temsil kendini mevcudiyet olarak ve im de bizzat şey olarak sunmak istedikleri anda yazı tehlikeli olur.
''Ayaklarımın altını yalıyor
kaldırımlar. Yer çekimi dökülen ağırlığı itiyorcasına tepkili, ayaklarımın
itinalı ilerleyişinde ayakkabının içinde hapsolan parmaklarım can çekişiyor,
adımlarım itiyadını yitirmiyor. Yeni evlenmiş bir dişinin ayaklarına olan bağımlığının
başka bir bedende enerjisel özgürlüğünün şaşkınlığına benzer yüzeyselliği var,
tikkk tukkkk takkk. Derin
bir nefesle rüzgarın ağır nem kokusunu üzerime hoyratça dökülüşünün soluması
kısa ve kesik dökülüyor, başımı bir pusulanın yönünü arayışının sersemletici
dönüşleri gibi kısa ve kesik çevirerek, denizin kokusuyla burnumun çekimine
,tuz ile dilimin özlemini birleştirme eylemlerimin; avını yakalamış bir avcının öz güvenindeki derin açıkların bir anda kısa ve kesik kapanışlarının göz bebeğine yaptığı basının gösterişine benzer bir gösteriş ve parlaklıkla buluşuyor
gözlerim. Gözlerim denizi soyuyor çırılçıplak bırakırcasına itinalı
dokunuşlarla değiyor. Kokluyorum. Boynumdan aşağıya rüzgarın nefesi soluyor,
saçlarım on sekiz yaşındaki kızın salıncakta salınmasının yarattığı cazibe
kadar hoyrat. Derin bir nefesle denizin koynundan tuzu çekiyor burnum bir nargile
hoşluğu yaratıyor genzimde, genzimde uyuyan mentayla birleşip akciğerlerimde
amansız boğuluyor kısa ve kesik soluyor. Her ilerleme başlangıçta gördüğünün
ancak yarı büyüklüğündedir, ilerliyorum başlangıçtan büyüyen bir hızla denize
yaklaşıp büyüklüğüyle yarı küçülüyorum. Elimdeki gazetenin hışırtısı yüksek
ökçeli ayakkabılarımın yüzeysel dokunuşlarında ki sese karışıyor, tiktuk tak
hışş. Denizi tamamen kucaklayan bir kafenin açık alanındaki boş bir masaya
oturuyorum. Otururken gül kurusu etekliğimi kışkırtıyor rüzgar etekliğime söz
geçiremiyorum, bacaklarım birbirine dokunmak ve sarılmak ayrı uçlarda kalmanın
ve birbirine kavuşmanın özlemiyle bir simetriyle sarılıyorlar, bacak bacak
üstünde, üstünde rüzgarın kışkırttığı gül kurusu etekliğimin dokunuşlarıyla
oturuyorum.eklenti herzaman başka bir eklentinin ikamesidir.
rüyanın uyanıklıkla karşıtlığı da metafiziğin bir temsilidir.ya rüya sahnesi her zaman bir yazı sahnesiyse.....