Sayfalar

6 Eylül 2016 Salı

bakış ve ses ya da gözün belleği

 

Güya Tanrının hep birlikte olalım diye çizdiği
Bir salon
Ben o salona varıncaya kadar
Tanrı yok -ne kadarda geçmiş aradan-
Salon ki otelin salonu yani
Ve dirilmiş ölüler ayakta
Bir ikon tasviri gibi
Ya da bir Bruegel tablosundaki çılgın
Belli bir zaman parçasını kımıldatıp da içinden
Sayısız zamanlara götüren
O birtakım adamlar
Ki artık ölü bile değil hiçbiri, değil de
Gelecek bir zamanı ısırır gibi
Kocaman dişleriyle
Avurtları, göbekleri ve falluslarıyla
Yani kaç yerinden delinmiş olmalı ki dünya
Dünya desem dünya
Değil desem değil
Yaralı bir hayvan gibi soluk soluğa.

Edip Cansever

29 Ağustos 2016 Pazartesi

sublimasyon*bedenin imgesini tamamlayan sapmanın sonu


see the cradle?

tanri yaratti camuru,
tanri yalnizlik cekti.
tanri camurun birazina "kalk!" dedi
tanri "yaptiklarima bak" dedi, "tepelere, denizlere, goklere, yildizlara".
kalkip bakan camurun birazi da bendim.
ne kismetliyim, ne kismetli camurum.
ben, camur, kalktim ve tanri'nin ne guzel isler yaptigini gordum. 
aferin lan, tanri!
senden baskasi yapamazdi bunu, tanri, ben yapamazdim sahsen.
kendimi minicik hissediyorum seninle karsilastirilinca.
kendimi azicik da olsa onemsemem icin, kalkip cevresine bile bakamayan camurlari dusunmem gerekiyor.
ben ne kadar zenginim, camurun cogu ne kadar yoksul.
mersi bu onura!
simdi camur yatip uyuyacak gene.
ne guzel anilari var camurun!
ne ilginc baska oturan camurlar tanidim!
ne gorduysem cok sevdim!
iyi geceler.
simdi cennete gidiyorum.
sabirsizim.
cunku vampeter'imi ogrenecegim
ve karass'imin da kimler oldugunu
ve karass'imin sizler icin yaptigi iyilikleri.

19 Ağustos 2016 Cuma

auteur/gerçeklik içinde gerçekleştirme olanaksızlığının olasılığı

bilinç dışındaki imge,çifte suçluluk

hayır gördüm..

bir anda hikaye bize bakar

hiroşima'da hiç bir şey görmedin sen



delilik ve kışkırtıcılık bize bakar

16 Ağustos 2016 Salı

büyülü-arizi/güzellik ve Sade/polaroidin zaten tahrik etmiş olduğu dikizcilik dürtüsü

masumiyet sadece edepsizlik şeklinde kendini dışa vurur..mahremiyetin ifadesi çok yumuşak,bir okadar da rahatsız edici olabilir.
Madame de Montreuil Sade ve yansıtma

Sanat bedeni göstermediği zaman da onu üretici performer sanatçı haliyle kullanmakta,sanatçı bu durumda yapıtlarının yaratıcısı olmaktan çok kendisi yapıt,bir etiket olmalıdır

15 Ağustos 2016 Pazartesi

TGN1412 the sorcerer's apprentice




25 saatlik bir zaman dilimi ve zeitgeberlerden etkilenmeyen muhatabsız jet-lag..
ve deney gerçekleşir..diğer bağışıklık sistemi hücreleri enkazı temizlemek üzere gelir ve acil durum sona erer...

14 Ağustos 2016 Pazar

non finito


gerçekte bitirilmiş olana asla ulaşılmayacağını bildikleri için,bitirilmiş olanın ideali,sadece bitirilmemiş şeyler aracılığıyla arzulanabilir

akustik bir tel olarak çığlık

çığlık atmayı bıraktığımızdan beri,çığlığın başına ne gelmiştir ?

artık, insan bedeni ve çığlık,bir korkunç bükülme olmaksızın,çığlıktan ayrı olarak burkulan beden olmaksızın,aynı anda aynı yerde olmayacaktır.

ocellus tsimtsum triptik

boşluk yaratmak,en önemli edimdir.üstelik bu,gerçek yaratımdır çünkü bu boşluk pozitiftir.



görsel gerçekliğin,gözlerin gören boyutunun dışarıda bırakılmasıyla yaratılmış bir boşluk etrafında inşa edilir.

8 Haziran 2016 Çarşamba

kırık kadans

Akıl yürütmenin ve bilinçdışı fikirler ağının yaşanan duruma bir çerçeve sağlayabilecek tamponu yoktur.beden deneyimi doğrudan doğruya kayda geçirilmiştir.ilk inervasyon kaydını alacak başka bellek izi dizilimleri yoktur.yani temsiller arasında insan konuşması için gerekli olan boşluklar yoktur.bunun yerine tümce söz almıştır.
temsil kendini mevcudiyet olarak ve im de bizzat şey olarak sunmak istedikleri anda yazı tehlikeli olur.
''Ayaklarımın altını yalıyor kaldırımlar. Yer çekimi dökülen ağırlığı itiyorcasına tepkili, ayaklarımın itinalı ilerleyişinde ayakkabının içinde hapsolan parmaklarım can çekişiyor, adımlarım itiyadını yitirmiyor. Yeni evlenmiş bir dişinin ayaklarına olan bağımlığının başka bir bedende enerjisel özgürlüğünün şaşkınlığına benzer yüzeyselliği var, tikkk tukkkk takkk. Derin bir nefesle rüzgarın ağır nem kokusunu üzerime hoyratça dökülüşünün soluması kısa ve kesik dökülüyor, başımı bir pusulanın yönünü arayışının sersemletici dönüşleri gibi kısa ve kesik çevirerek, denizin kokusuyla burnumun çekimine ,tuz ile dilimin özlemini birleştirme eylemlerimin; avını yakalamış bir avcının öz güvenindeki derin açıkların bir anda kısa ve kesik kapanışlarının göz bebeğine yaptığı basının gösterişine benzer bir gösteriş ve parlaklıkla buluşuyor gözlerim. Gözlerim denizi soyuyor çırılçıplak bırakırcasına itinalı dokunuşlarla değiyor. Kokluyorum. Boynumdan aşağıya rüzgarın nefesi soluyor, saçlarım on sekiz yaşındaki kızın salıncakta salınmasının yarattığı cazibe kadar hoyrat. Derin bir nefesle denizin koynundan tuzu çekiyor burnum bir nargile hoşluğu yaratıyor genzimde, genzimde uyuyan mentayla birleşip akciğerlerimde amansız boğuluyor kısa ve kesik soluyor. Her ilerleme başlangıçta gördüğünün ancak yarı büyüklüğündedir, ilerliyorum başlangıçtan büyüyen bir hızla denize yaklaşıp büyüklüğüyle yarı küçülüyorum. Elimdeki gazetenin hışırtısı yüksek ökçeli ayakkabılarımın yüzeysel dokunuşlarında ki sese karışıyor, tiktuk tak hışş. Denizi tamamen kucaklayan bir kafenin açık alanındaki boş bir masaya oturuyorum. Otururken gül kurusu etekliğimi kışkırtıyor rüzgar etekliğime söz geçiremiyorum, bacaklarım birbirine dokunmak ve sarılmak ayrı uçlarda kalmanın ve birbirine kavuşmanın özlemiyle bir simetriyle sarılıyorlar, bacak bacak üstünde, üstünde rüzgarın kışkırttığı gül kurusu etekliğimin dokunuşlarıyla oturuyorum.
eklenti herzaman başka bir eklentinin ikamesidir.
rüyanın uyanıklıkla karşıtlığı da metafiziğin bir temsilidir.ya rüya sahnesi her zaman bir yazı sahnesiyse.....




13 Mayıs 2016 Cuma

fiziksel sağlık ,toplumun nasıl işlediğiyle ilişkilidir.

özdeşleşme
bilinçdışı dinamiklerin yerini enfeksiyonun bakteri modeli aldı.insanlar arası ilişkiler,yeniden tasarlanarak bir organizma ile mikrop arasındaki ilişkiye dönüştürüldü.
Roseto ve biyolojik beden ile topluluk arasındaki bağ
organik bağımlılık ve vudu
yıldönümü reaksiyonları,Nemesis inancı




16 Şubat 2016 Salı

Temel imkansızlık



Hakikaten de insan çabası imkansız bir şey,ilk elde asla varolmamış bir şey için mücadele etme fikrinden daha iyi ne niteleyebilir ? her şey olduğunu iddia eden bir şeyle karşı karşıya kaldığımızda hep bazı şeyler eksik gibi görünür.geçmişinde sanat,insan vucudunu örtülü ve gizlenmiş olarak resmmetti.Yakın dönemdeki çabalar ise örtüyü kaldırmak,cinsel organlardan iç organlara kadar herşeyi göstermek konusunda kararlı davranmasına rağmen yine de gözün iştahını tatmin etmedi.Bazı şeyleri görmemiz engellendiğinden değil,görsel bir imgesi bulunmaması nedeniyle görülmeyecek bazı şeyler olduğu içindir.İşte bu imkansızlık Sara Lucas'ın eserlerinde incelenebilir belki de..belkide kendi hakikatimizde